23 Nisan: Egemenliğin Çocuklara Emaneti
23 Nisan: Egemenliğin Çocuklara Emaneti
Her milletin tarihinde dönüm noktaları vardır; bizim için bu, 23 Nisan 1920’dir. Millet iradesinin tecelligâhı olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açıldığı bu anlamlı gün, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından çocuklara armağan edilmiştir. Bu sadece bir hediye değil, derin bir inanç ve sorumluluğun ifadesidir. Çünkü Atatürk, yarının teminatı olan çocuklara duyduğu güveni, millet egemenliğiyle bütünleştirmiştir.
Bugün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutlarken, her çocuğun eşit haklara sahip olduğunu hatırlamak en büyük vazifemizdir. Tüm çocukların; dili, dini, ırkı, cinsiyeti ne olursa olsun ve özel gereksinimli ya da gelişimsel farklılıklar taşısalar da; yaşama, öğrenme, sevme ve sevilme hakkı kutsaldır. Egemenliğin sahibi olan halkın her bir ferdi, bu hakların da yılmaz savunucusu olmakla mükelleftir.
Özel gereksinimli çocuklarımız, topluma zenginlik katan eşsiz renklerdir. Onların yaşamın her alanında tam katılım sağlayabilmeleri, yalnızca bir lütuf değil, temel bir insan hakkıdır. 23 Nisan, tüm çocukların bir arada, eşit ve adil şartlarda yaşayabileceği bir dünyaya inancımızı tazeler.
Atatürk’ün “Küçük hanımlar, küçük beyler...” hitabıyla başlayan çağrısı, bir masumiyeti değil, bir görevi işaret eder. O görev, geleceği inşa etmek; hakkı, adaleti ve eşitliği temele koymaktır. Bugün meclis kürsüsünden seslenen çocuklarımızda, her bireyin –engelli ya da engelsiz– sesinin duyulduğu bir Türkiye’nin müjdesi vardır.
Ulusal egemenlik, yalnızca sandıkta değil, sokakta, okulda, sınıfta, oyun parkında hayat bulur. Onu yaşatmanın yolu, çocuklarımızın farklılıklarıyla beraber var olabildiği bir toplumsal bilinçten geçer.
Bu anlamlı bayramda, hem Atamızı rahmet ve minnetle anıyor hem de “çocuğun üstün yararı” ilkesini toplumsal vicdanımızın pusulası yapmaya bir kez daha ant içiyoruz.
